DAYANIKLILIK SPORLARININ HAYATIMA POZİTİF ETKİLERİ

Altı yaşımda basketbol ile başlayan, iş hayatına atılmam ile, tenis ile devam eden, zaman zaman trekking, bisiklet, koşu, yüzme, kayak, fitness ve basketbolun dahil olduğu bir spor hayatım oldu. Kısaca spor hayatımın değişmez bir parçası oldu hep. Buna rağmen, her zaman sempatim ve saygım olmasına rağmen dayanıklılık sporları dünyasına geçtiğimiz yıla kadar adım atmamıştım.

Her zaman sporun hayat ile benzeştiğini düşünmüş ve yaşadığım olaylara bu felsefe ile bakan, benzerlikler kuran ve hayatla mücadelemi de bir spor karşılaşması felsefesi ile sürdürmeye çalışan bir insanım.

Sporun herhangi bir dalında başarılı olmak için çalışmanız (antrenman yapmanız) gerekiyor ve bunun sonucunda yeteneğiniz ve çabanız ölçüsünde bir yerlere geliyorsunuz. Bazen aksilikler olsa da, mücadele bitene kadar başarı şansınız da bitmiyor (Tabi siz daha önce pes etmezseniz). Hayat da aynen böyle değil mi ?

İlk maratonum ile beraber bu bakış açısı çok daha netlik kazandı ve hatta dayanıklılık sporlarının, sporun hayatla benzerliği dışında ve ek olarak sizin hayata bakışınızı, aksiliklere bakışınızı değiştirdiğini, mental dayanıklılığınızı, özgüveninizi arttırdığını farkettim.

Örneğin önceleri, bir aksilikle karşılaştığımda bir süre “Bu neden benim başıma geldi.” diye yakınma seanslarım vardı. Artık “Her neyse bunu da çözeriz” diye bakıyorum olaya.

Kısaca bu sporlar insanın sabrını, acı eşiğini ve dayanma gücünü arttırmakla kalmıyor. Çanınızı sıkan şeyler karşısında daha sakin kalmanızı sağlıyor. Sizi mental olarak daha güçlü yapıyor.

- Disiplin

- Plan yapmak ve o plana uygun bir şekilde çalışmak

- Başarısız olunduğunda sızlanmak yerine, yapılan hatadan ders çıkarıp, planda değişiklikler, iyileştirmeler yapmak

- Tekrar çalışmak

- Yeniden denemek

Hayatınızın değişmez parçaları oluyor. Bunlar başarılı bir insanın sahip olması gereken özellikler ve bakış açısı değil mi zaten ? Yani bu mentaliteyi güçlendirip, kariyerinize sosyal yaşamınıza uygulayabilirseniz birçok faydası ile de tanışabilirsiniz.

Bunun yanında sonu gelmeyen antrenmanlar yüzünden ideal kilonuza kavuşup, zinde ve enerjik bir insan oluyorsunuz. Hatta bu enerji size hayata daha pozitif bir bakış açısı kazandırıyor.

Zayıflamak için değil ama vücudun ihtiyacı olan yakıtı vermek için uygun beslenme programını bulmanız ve uygulamanız gerekiyor. Yerine göre, protein ve sebze ağırlıklı, yerine göre de karbonhidrat ağırlıklı beslenmelere dikkat etmeniz gerek. Zararlı alışkanlıklardan da uzak durmak (benim yok allahtan) faydalı olacaktır.

Bu durumda fit olmak, kafa yormanız gereken bir şey olmaktan çıkıyor. Bir süre sonra istemeseniz bile fit oluyorsunuz. :)

Tabi sağlık seviyeniz bu antrenmanları kaldıracak düzeyde olmalı...

Amaç sağlıklı, mutlu, başarılı bir hayat yaşamak olduğuna göre, endurance sporu yapalım derken sağlığımızı tehlikeye atmanın bir anlamı yok. Dolayısıyla bu işlere başlamadan önce gerekli sağlık kontrollerinizi yaptırmanızı önemle tavsiye ederim.

Sporla kalın...