İKİNCİ MARATONUM - 2018 TCS AMSTERDAM MARATONU

Dört aylık hazırlık sonunda işte beklenen sınav geldi. Çok heyecanlı değilim. Ailemle beraber turistik bir gezi edasında seyahatimize başlıyoruz. 4 gün öncesinden Amsterdama uçuyoruz. Daha önce 2 kez burada bulunduğum için ailemin tur rehberliği görevini ben üstleniyorum.

Seyahatimiz öncesinde küçük olğlumun hasta olması, sonra bana bulaştırması sebebiyle son iki hafta antrenman kayıpları oldu. Yarıştan önce sadece bir kez 35 km deneyebildim ve oldukça zorladı. Ama yapacak bir şey yok artık. Plana sadık kalıp, antrenman eksiğini dayanma gücü ile kapatmaya çalışacağım.

Küçük oğlum ve eşimle beraber Amsterdam kazan biz kepçe misali geziyoruz. Tabii antrenmen diyet filan yalan. Neyseki 4 gün var.

Müzeler, kanal turu, şehrin güzellikleri, arkadaşlarla buluşma vs derken Cumartesi geldi bile. Yarış fuarına gidiyoruz. Herşey oldukça organize ve eğlenceli. Fuar Olimpiyat stadının hemen yanında. Yarış olimpiyat stadından başlayıp yine orada bitecek.

Göğüs numaramızı aldıktan sonra otele dönüyoruz ve dinlenmeye geçiyorum.

Akşam az yemeye dikkat ediyorum. Bir önceki gün ise karbonhidrat depolarını biraz doldurabilmek için makarna pizza ağırlıklı beslenmiştim. Yani durum fena değil.

Diğer yandan eşim ve oğlum 1 gün önce mide rahatsızlığı geçirdiler. Dolayısıyla biraz gerginim. Eğer iyi olmazlarsa sabah maratona katılamayacağım. Neyse ki akşam herhangi bir rahatsızlık olmuyor. Sabah da iyi olduklarından emin olduktan sonra hazırlanıp, olimpiyat stadının yolunu tutuyorum.

Eşim ve oğlum bitişe yakın beni görmeye gelecekler.

Bu sefer akıllı giyiniyorum. Tayt + Atlet. Bir mataram var içinde 3 enerji jeli ile karıştırdığım suyum var. Fazladan hiç ağırlık taşımayacağım için mutluyum. Tek endişem yarış başlayana kadar üşümek. Ama şansıma hava korktuğum kadar soğuk olmuyor.

Yarış 9:30 da elit atletlerin startı ile başlıyor. Bizim ise start almamız 9:40’ ı geçiyor.

Planım saatte 11 km hıza mümkün olduğu kadar sadık kalıp, sonlara doğru tempom düşse bile, yarışı 4 saat civarında bitirebilmek. Bu sebeple her km geçişinde saatimi kontrol ediyorum. İlk 21 km plan mükemmel işliyor. 21 km zamanı 01:52:47 yani bu tempoyu koruyabilirsem 3 saat 45 dakika civarında bitirebilirim. Ama yarışın özellikle 30, 35’inci kilometrelerinden sonra tempoyu korumak epey zordur. Yorgunluklar, ağrılar ve hatta ufak tefek sakatlıklar sizi zorlamaya başlar. Artık bu noktadan sonra işin mental kısmı başlar. Ben de yarışın 30. Kilometresine kadar plana bağlı kalabiliyorum. Ancak sonra tempom düşmeye başlıyor. Yine 4 saat civarında bitirme ihtimalim yüksek diye düşünüyorum. Yiyecek –içecek istasyonlarında biraz gereğinden fazla oyalanıyorum (Son üç istasyonda yaklaşık 10 dakika kaybetmişim.) Bunun dışında tempomda da özellikle 35 kilometreden sonra 10 km/saat’e kadar bir iniş oluyor ki bu kabul edilebilir bir düşüş bence. Sonuç olarak 4 saat hedefimi tutturamıyorum. 04:13:17 ile tamamlıyorum.

İstasyonlardaki kayıpları çıkarsam 4 Saat 3 dakikaya inebilirim.

Önümüzde İstanbul maratonu var. Bir yandan antrenmanlara devam ederken Bir yandan da istasyonlarda vakit kaybını azaltmak için bir strateji yaptım. İnşallah bu sefer 4 saatin altına inmeyi başaracağım.

Bu yarışta edindiğim en büyük tecrübe istasyon planlaması hakkında oldu. Bütün istasyonlardan su, jel, enerji bar, vs almak için ya yavaşladım ya durdum. Halbuki bu kadarına ihtiyacım olmadı. Her 5 kilometrede bir istasyon olduğu için. Önümüzdeki yarış için planım aşağıdaki gibi olacak.

0 km / Start

5 km / -

10 km / isostar + su

15 km / -

20 km / isostar + su

25 km / -

30 km / isostar + su

35 km / -

40 km / su

42 km / Finish

Plana göre 4 istasyonu pas geçeceğim pas geçtiğim istasyonlarda kendi matarama başvuracağım. İstasyonlardan alacağım şeyleri ise iki obje ile sınırlandırdım. İstanbul maratonunda istasyonlarda enerji jeli zaten verilmiyor. Dolayısıyla yanımda getirdiğim jeller ile idare edeceğim. Bu planın bana epey zaman kazandıracağını umuyorum. Yaptığım antrenmanlar ile de tempomu daha uzun süre koruyabilmeyi başarabilirsem 4 saatin altına inmemem için sebep yok.

Sporla kalın...